Kuyumcukent’in Su Güvenliği İçin Verilen Mücadele

Kuyumcukent’teki su deposu kriziyle ilgili kamuoyunu bilgilendiren KİAŞ Genel Müdürü Ünal Kırçuval, yaşanan süreci ve açılan davayı tüm yönleriyle anlattı.

Konuşan: Ünal Kırçuval – KİAŞ Genel Müdürü

 

Kuyumcukent su deposunun taşınması süreci oldukça gündem oldu. Bu sürecin arka planını daha iyi anlayabilmemiz için öncelikle neden böyle bir taşınmaya gerek duyulduğunu anlatır mısınız?

Elbette. Kuyumcukent’in teknik altyapısında kilit bir role sahip olan su deposu ve hidrofor grubunun bulunduğu makine dairesi, ana taşınmazın ayrılmaz bir parçası olarak yıllar önce kooperatif döneminde, 1542 Ada 15 Parsel üzerine inşa edilmişti. Ne var ki, bu parsel önceki KUYAŞ yönetimi tarafından içerisinde hayati öneme sahip bu altyapı tesisleri varken, Kuyumcukent esnafı ve malikleri bilgilendirilmeden, hiçbir teknik veya hukuki güvence alınmaksızın Atasay Grubu'na (CK Properties) satıldı.

Bu satış, yalnızca mülkiyet devri anlamına gelmedi. Aynı zamanda, Kuyumcukent'in sürdürülebilir işleyişini doğrudan tehdit eden, su temini ve yangın güvenliği gibi hayati işlevlerin üçüncü bir şahsa bırakılması anlamına geliyordu. Neticede bu durum, su deposunun tahliye edilmesini zorunlu kıldı.

Bu süreç hukuki olarak nasıl ilerledi?

CK Properties, mülkiyet devrini takiben KUYAŞ aleyhine Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde müdahalenin men’i ve ecrimisil talepli dava açtı. Yargı mercileri ilk derece mahkemesi, istinaf ve Yargıtay KUYAŞ’ın, satış işlemini gerçekleştirirken mütemmim cüz niteliğindeki su deposunu dikkate almadan, görevini ve yükümlülüklerini ihmal ettiğine hükmetti. Karar kesinleşti ve tahliye süreci başladı. Süreç öyle hızlı ilerledi ki, icra kanalıyla yalnızca iki ay içinde su deposunun tahliyesi talep edildi. Bu süre zarfında Kuyumcukent’in tüm su ihtiyacını karşılayan bir sistemin sökülüp taşınması gerekiyordu.

KİAŞ ve Blok Kat Malikleri Yönetimi olarak bu hukuksuz ve hakkaniyetsiz satışın bedelini esnafa ödetmemek için tüm maliklerin haklarını savunmak adına KUYAŞ’a karşı gerekli hukuki adımları başlattık ve davamız hâlen devam ediyor.

Bu kadar kısa sürede nasıl bir çözüm geliştirildi?

Gerçekten de zaman, bu süreçte en kıymetli kaynaklardan biriydi. Kuyumcukent gibi yoğun üretim yapan bir tesiste su deposunun işlevsiz kalması, sadece su kesintisi değil; İSKİ hattının kesilmesi, yangın söndürme sistemlerinin devre dışı kalması, üretim durması ve çevresel risklerin artması anlamına geliyordu. Bu, adeta felaket senaryosuydu.

Biz KİAŞ Yönetimi olarak tüm birimlerimizle acilen harekete geçtik. Yeni bir su deposu alanı belirleyip, altyapı, enerji hatları, güzergâh projelendirmesi, metraj hesapları ve inşaat sürecini sadece 60 gün gibi kısa bir sürede tamamlamak zorunda kaldık. Teknik kadromuzla koordineli çalışarak kesintisiz geçişi sağladık.

Teknik açıdan ne tür işlemler yapıldı? Eski ekipmanlar nasıl değerlendirildi?

Eski su deposunda yaklaşık 2.000 tonluk bir kapasite, gelişmiş hidrofor sistemleri, yangın pompaları, basınçlı kaplar ve kontrol panoları bulunuyordu. Bu sistemler, büyük bir dikkat ve mühendislik titizliğiyle sökülerek yeni alana taşındı. Ancak yer altı tesisatının bir kısmı bırakılmak zorunda kaldı sökümü mümkün olmadı. Yeni mevcut taşınabilir alanda Vizyonparka da hitap eden elektrik kabloları geçmekteydi. Bu hatlarında deplase edilmesi gerekti. 

Bu süreçte; söküm ve yeniden montaj sırasında da yeni yapılacak su deposunun çalışmama riski vardı, özellikle yüksek kot farkı nedeniyle yaşanabilecek teknik problemleri önlemek adına ilave cihazlar kullanıldı. Bütün montaj ve testler, maksimum güvenlik ve işlevsellik ilkesiyle gerçekleştirildi.

Eski sistemin, hâlâ kullanım ömrü olduğu için, ekonomik ve çevresel açıdan yeniden değerlendirilmesi büyük önem taşıyordu. Su deposu mevcut yerinde kalsaydı, hiç masraf yapılmayacak ve ekipmanların zayi olma ya da kullanılmama ihtimali olmayacaktı. Su deposunu inşa edecek firmalar bu doğrultuda bilgilendirme yaptılar. Taşınması durumunda yer altında kalan tesisat gibi unsurların yeniden yapılması, betonarme bir yapının oluşturulması ciddi bir maliyet oluşturdu. Yer altında kalan ekipmanlar, mekanik alt yapı malzemelerin taşınması takdir edersiniz ki söz konusu olmamaktadır. Vanalar, pompalar, diğer ekipmanlar taşınmış, boyanarak kullanılmıştır. Binanın iskeleti de taşınamayacağından dolayı, inşai malzemeler, yalıtım vb. hususlarda yeniden yapılmak zorundadır.

Yeni yapılan imalatlarda yeni çıkan yönetmelikler ve kanunlara göre yapılmak zorundadır. Mevcut su deposunda da yangın tesisat ve söndürme sistemi de var olduğundan tüm yönetmeliklere uygun inşa edilmek zorunda kalınmıştır.

Bu tahliye süreci yaşanmasaydı, mevcut su deposu yerinde kalmaya devam etseydi, herhangi bir masraf yapılmasına gerek kalmayacak, aynı zamanda ekipmanların zayi olma ya da kullanılmama riski de olmayacaktı.

Bu süreçte su kesintisi yaşansaydı nasıl sonuçlar doğabilirdi?

Su kesintisi, Kuyumcukent için sadece üretimin durması anlamına gelmezdi. Yangın söndürme sistemlerinin devre dışı kalması, itfaiye tarafından işletmelerin mühürlenmesi, üreticilerin yıkama, arıtma, atık işlemi gibi suya dayalı tüm süreçlerinin felce uğraması, çevresel kirlilik, sağlık sorunları ve nihayetinde milyonlarca liralık ekonomik kayıp anlamına gelirdi.

Kuyumcukent, Türkiye’nin değerli maden işleyen en büyük sanayi komplekslerinden biridir. Bu ölçekte bir tesisin su temin sisteminde yaşanacak herhangi bir kesinti, yalnızca işletmeleri değil, ülke ekonomisini de olumsuz etkilerdi.

Süreç boyunca engellemelerle karşılaştınız mı?

Ne yazık ki evet. Tahliye kararının hemen ardından KUYAŞ yetkilileri iki kez sahaya gelerek İSKİ nezdinde başvurularla suyun kesilmesini sağlamaya çalıştı. Bu girişimler, tesisin mühürlenmesine kadar gidebilecek ciddi bir tehditti. Ancak yönetim olarak hem hukuki hem teknik boyutta süreci anbean takip ettik ve bu tür teşebbüsleri bertaraf ettik. Kuyumcukent’in faaliyetinin bir gün bile aksamaması için büyük mücadele verdik.

Bazı paydaşların süreci eleştirdiği ve itirazlarda bulunduğu yönünde bilgiler aldık. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Maalesef bazı şahıslar, sürecin ciddiyetini ve teknik boyutlarını görmezden gelerek kötü niyetle hareket etti. Açılan bazı davaların amacı çözüm değil, yönetimi yıpratmak ve süreci sabote etmekti. Ancak biz, Kuyumcukent’in geleceği için bu tür yaklaşımlara prim vermeden, teknik doğrular ve kamu yararı ekseninde hareket ettik. Biz, geçmişte yapılmayanları yapıyor, yanlış kararların bedelini ödemek zorunda kalan esnafın haklarını savunuyoruz.  Bugün geldiğimiz noktada, bu doğru duruşun meyvelerini almaya başladık.

Son olarak neler eklemek istersiniz?

Bu sürecin sonunda, yeni su deposunun Kuyumcukent’in kendi parseline taşınmış olması; teknik, mali ve mülkiyet açısından büyük bir yük oldu.

İnşaat firmaları ile yapılan keşif ve incelemeler sonucunda aldığımız bilgilerin yanı sıra bir Makine Mühendisi olarak buradan açıkça ifade ediyorum: Eğer bu tahliye süreci yaşanmasaydı, mevcut su deposu teknik olarak hâlâ uzun yıllar hizmet verebilirdi. Bu 3.şahıslara devir konuları yüzünden yeni bir inşai alan oluşturduk ve bu günümüz koşullarında yüksek maliyetli oldu. KUYAŞ, hukuki süreçleri doğru yönetmeyerek 2.200 kişilik bir üretim topluluğunu mağdur etmiştir. KİAŞ ve Blok Kat Malikleri Yönetimi olarak, bu süreçte defalarca KUYAŞ’a çağrıda bulunduk: "Bu mağduriyetin sorumlususunuz, inşaatı siz üstlenin, çözüm üretin" dedik. Ancak ne yazık ki bu çağrılarımız karşılık bulmadı. KUYAŞ, hem yönetimimizi hem de 2.200 kişilik üretim topluluğunu görmezden geldi. Bu yaklaşım, bizleri çözümü kendi imkânlarımızla üretmeye zorladı.

Sonuç olarak, Kuyumcukent’in ayrılmaz bir parçası, mütemmim cüzü olan su deposunun bulunduğu arazinin KUYAŞ tarafından hiçbir zorunluluk olmaksızın satılması, tesis genelinde ciddi riskler doğurmuş ve KİAŞ ile kat maliklerini maddi-manevi olarak mağdur etmiştir. Bu nedenle, kat maliklerinin menfaatlerini korumak ve yaşanan mağduriyetin telafisini sağlamak amacıyla, uğratılan tüm zararlar KUYAŞ’a rücu edilecektir.

Biz, KİAŞ ve Blok Kat Malikleri Yönetimi olarak, geçmişte yapılan hataların bedelini esnafa ödetmemek adına tüm gücümüzle mücadele ettik ve ediyoruz. Süreci sabote etmek isteyenlere rağmen, Kuyumcukent’in sürdürülebilirliği için gerekli adımları atmaya devam edeceğiz.

Bizler KİAŞ ve Blok Kat Malikleri Yönetimi olarak, güvenli, sürdürülebilir ve kaliteli bir hizmet anlayışıyla hareket ediyoruz. Amacımız, tesisin kesintisiz üretimini sağlamak ve Kuyumcukent’i geleceğe taşıyacak projeler üretmektir.

 24.07.2023

Yukarı Çık